Universite Hayati Sizi Sismanlatabilir

Üniversite döneminde çoğumuzun (özellikle de kızların) sınavlar haricinde en büyük kabusu kilo almaktır. Yapılan çalışmalarda gösteriyor ki, özellikle ilk sene yaklaşık 6 -7 kilo alımı söz konusu olabiliyor. Bunun nedeni yurt hayatına geçiş, okula adaptasyon, hazır besin tüketiminin artması ve ders yoğunluğuna bağlı olarak yetersiz egzersiz olabiliyor. Öyleyse Diyetisyen Gamze Şanlı'nın kaleme almış oldugu yazıyı dikatlice okuyalım.

Gençlerin bu yeni ve heyecan verici ancak henüz düzenin tam sağlanamadığı sürecin başında bir “sağlıklı yaşam” seçimi yapmaları ve bunu kararlı bir şekilde yaşamlarında uygulamaları yararlıdır. Bunu yapmak, daha sonra bu alınan kiloları vermek için gerekli çabaları harcamaya mecbur kalmayı önleyecektir. Üniversite öğrencileri üzerinde yapılan bir çalışma; kampuste geçen ilk 12 haftada öğrencilerin, yaklaşık 2 kilo alındığını göstermiştir. Bu ekstra kazanılan yağ miktarının nedeni; fiziksel aktivitenin ve kas miktarının azalması, alkol tüketiminin artması (özellikle parti dönemlerinde), açık büfe standları, geç saatlerde yüksek kalorili besinlerin tüketimi, sabahları büyük boy kahve ve yanında bir bisküvi ile yapılan kahvaltılar (örnekleri beraberce çoğaltabiliriz eminim sizinde kafanızdan da farklı nedenler geçiyordur) kilo alma nedenleri arasında sayılabilir. Annelerimizin elinden çıkan nefis ev yemeklerinin, bu dönemde ortadan kalkması bile, kilo almanın önüne geçemez!

Eğitim Kendine Önemli Bir “Yatırım”dır. Sağlıklı Yaşamak Da...

Son zamanlarda obezitenin özellikle 18 -29 yaş aralığında çok hızlı yayıldığını üzülerek görmekteyiz. Ancak, benim deneyim ve gözlemlerim, birçok fazla kilolu kişinin aslında “obezite” tehlikesinin kapısını çaldığının farkında olmayabiliyor. Obezitenin yürümekte bile zorluk çeken kişilerin durumu olduğunu (görsel medyanın da etkisiyle) zannediyor. Bu yanlış algılama nedeniyle, birçok kişinin obezite sınırında olduğunu fark etmemesi doğaldır.

Obezite değerlendirmesinde

BKI = Ağırlık(kg)/ boy uzunluğu (m2)

18.5 ve altı Zayıf
18.6- 24.9 Normal
25- 29.9 Fazla kilolu
30-39.9 Şişman
40 ve üzeri Aşırı şişman olarak kabul edilir.

Obezite sınırının, öteki tarafına geçmek çok kolay olduğu için, özellikle üniversite yaşamının henüz düzene oturmadığı süreçte, ne yaparsak doğru olur? Kendimize yatırım yaparak!

Daha sağlıklı, uzun bir hayat istiyorsak bu dönemde atılacak adımlar bu yapıyı sağlamlaştıracaktır. Ancak alınan birkaç kilo için paniğe kapılıp, yanlış uygulamalar yapılmasını istemeyiz.

Peki, ne yapmalıyız?

Öğün atlamamak, az az sık sık yemek: Lise döneminde ya da daha öncesinde yemek saatleri daha belirli bir düzen içinde olabilir. Ancak üniversite yaşamı ve arkadaş çevresi daha düzensiz ve hesapsızca yemeğe neden olabilir. Vücudunuz, sevdiğiniz yiyecekleri tüketmenizden de hoşnut olacaktır. Birçok kişi, bu hoşnutluğun sonunda tehlike çanını duyabilir. Bunu önlemek için, daha ölçülü ve sağlıklı beslenebilir, kendimizi daha iyi hissedebiliriz.
Öğün atlamak, beyinden vücuda ‘kıtlıktaymış’ gibi iletilir. Uzun süre aç kalmak, metabolizmayı yavaşlatır ve açlık daha çok hissedilir. Bunu az az ve sık sık beslenerek, metabolizmayı hızlandırabiliriz. Ayrıca, gün içinde düzenli olarak besin tüketimi, dersler bittikten sonra yağ içeriği yüksek besinlerden sizi uzak tutmaya yardımcıdır.

Su içmeye devam: Alkolsüz gazlı içecek tüketiminizi ‘su’ ile yer değiştirmek önemlidir. Su şişeniz bittikten sonra tekrar doldurup, su tüketmeye devam edebilirsiniz. (500 mllik su şişesini 3 defa doldurup, bitirmek günde 1,5 litre su alımını garantiler.)

Kahvaltısız olmaz: Annenizin, kahvaltı etmeniz için söylediği onlarca söze, mutlaka kulak verin çünkü hepsi doğru. Sağlıklı bir kahvaltı ile güne başlamak, uzun ve yorucu ders saatleri boyunca aynı enerji seviyesinde kalmaya yardımcı olur ve beyinize güç vererek derse odaklanmayı sağlar.

Öğlen Yemeği Seçimi: Okul yemekhanesinde yemiyorsanız, sandviç, tost, simit, döner dürüm, salata, ızgara çeşitlerini miktarını hesaplayarak rahatça tüketebilirsiniz. Pizza, patates kızartması, hamburger, mantı, makarna, pide, gözleme gibi karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek yiyecekleri haftada bir kerenin üstünde tüketmemeye çalışın. Yoğun geçen ders aralarında acıkıp bir şeyler atıştırma ihtiyacı duyarsanız; kepekli tost, simit-peynir, diyet bisküvi-ayran, müsli bar-süt, kuru-taze meyveler- fındık/ceviz/badem imdadınıza yetişecek en iyi ikililerdendir.

Akşam Yemeği Seçimi: Tüm gün az az sık sık yemek, akşam yemeğinde aşırıya kaçmayı engelleyerek daha sağlıklı ve ölçülü beslenmenize yardım edecektir. Özellikle, vitamin-mineral ve yüksek orandaki lif olarak zengin içerikleri nedeniyle olabildiğince çok salata ve sebze ağırlıklı beslenmek yararlı olacaktır. Tabağınızı farklı renklerle donatmak, farklı vitaminlerden almak demektir! Seçme şansınız varsa, yağ oranı daha düşük olan tavuk ya da hindi (haftada 2 kez kırmızı et-köfte) tercih edilebilir. Balık az tükettiğinizi düşünüyorsanız; konserve/poşet ton balığı alternatifini deneyebilirsiniz. Tabağınızın %25’ini de karbonhidratlarla doldurmanızı öneriyorum. Örneğin; bulabilirseniz kepekli pirinç veya makarna ya da bulgur pilavı veya bir dilim esmer ekmek de iyi bir tercih olacaktır. Tatlı sevenlere iyi haber: Dengeli tüketildiği sürece (haftada 2 kez), ille de tatlıyı atlamanız gerekmiyor. Tatlı yerine light yoğurt ile meyveleri karıştırmak, kalori dengesi sağlayacaktır. Bunların yanında da, kalp sağlığımız için oldukça yararlı yağlar içeren -enerjilerinin yüksek olduğunu hatırlayarak- fındık, ceviz, badem gibi kuru yemişler tüketebilirsiniz.

Market Listesini Düzenleyelim: Yurt hayatında, uymamız gereken kurallara bağlı olarak kısıtlı zamanınız olabilir. Çeşitli besinler almak için zaman ayırıp, alış veriş listesi yapmak çok yararlıdır. Son kullanma tarihlerini geçirmeden tüketmeye özen gösterin. Meyve, müsli, yulaf, light süt, yoğurt, peynir, tam tahıllı ürünler sağlıklı seçimler arasında yer almaktadır.

Beslenme Tarzınızı Arkadaşlarınız veya Sosyal Yaşam Etkiliyor mu? Cevabınız “evet” ise, bazı önlemler almanızda fayda var. Örneğin sınıf arkadaşlarınızın hepsi büyük boy pizza siparişi verecekler ve beraberce yemeği planlıyorlar. Bunun anlamı, sizin de mutlaka onlara katılıp büyük boy pizza yemeniz olmaması için, önceden bol yeşillikli bir salata ve ardından 2 dilim pizza ile onlara katılabilirsiniz! Hem mideniz doyacak, hem de kendinizi mahrum kalmış hissetmeyeceksiniz.

Sıvılarda da kalori olabilir: Alkol tüketiminin artabileceği dönemlerde (örneğin; bira) kalori alımını dengelemek için; su, maden suyu, diyet içecek tüketilebilir. Özellikle, su tüketimi, alkolün vücuttan daha çabuk atılmasına yardım edecektir.

Meyve suları, normal gazlı içecekler, yağlı sütle ve şurup ilave edilerek yapılmış kahveler yüksek enerji içerikleri nedeniyle, ihtiyacımız olan günlük kalori miktarının hesabını yaparken göz önünde tutulmasında fayda vardır.

Gece yaşanan açlıklarda: Uyanık kalmak için çoğumuzun yaptığı büyük bir bardak kahve içmektir. Tabi günümüzde kahve çeşitlerinin ve lezzetlerinin de artmasına bağlı olarak bunu mecburiyet olarak görmek yerine zevkle içmeye başladık. Ancak yine etiketlerine bakmak en uygun olanları bulmayı sağlar, şekersiz ve kremasız seçeneklere yönelmek daha uygun olacaktır. Bir de tabi genelde kahve yalnız başına içilmez diye düşünüp yanına cips, kurabiye, çikolata eklemesinde bulunduğunuzu düşünürsek. Midenize fazlaca yük yaptığınız için gece uyumakta zorluk çekebilirsiniz. Ayrıca geç vakitte bu yiyecekleri tükettiğiniz ve bu saat diliminde hareketiniz azalacağı için alınan kalorileri yakmakta zorlanmanız da olasıdır. (Yiyip yiyip kilo almayan şanslılar grubunda değilseniz). Bu gibi durumlarda; şekersiz bir kahve yanında diyet bisküvi, kuru meyveler ile kuru yemişler (10 fındık veya 3 tam ceviz yediğinizde 1 tatlı kaşığı yağ aldığınızı veya meyveleri tüketirken porsiyon miktarlarına uymak gerektiğini unutmayın) tüketmek iyi seçimler olacaktır.

Ayrıca, ürünler alınırken küçük boyları tercih etmeye çalışmak da, miktar kontrolünde yardımcı olabilir. Çünkü yapılan araştırmalar stresli durumlarda ne yediğimizin farkına çok geç vardığımızı ve vardığımız zaman da iş işten geçmiş olabileceğini gösteriyor.

Araştırmalar, uzun süre uyanık kalmak ve derslere odaklanmak için sakız çiğnemenin de faydalı olabileceğini gösteriyor. (marketlerde kalorisiz seçeneklerini araştırmanızı tavsiye ederim).

Abur-cuburdan Nasıl Uzak Duracağım? diyorsanız, ben bunu sağlamanın en önemli yollarından biri; sık sık satın almamaya çalışmaktır... Eğer öğrenci olarak yaşadığınız yerde, besinleri saklamak için buzdolabınız bulunuyorsa; az yağlı yoğurtlar, meyveler, müsli barlar imdadınıza yetişecek sağlıklı atıştırmalıklar olacaktır. Genelde kampüslerin belli alanlarında bulunan otomatlarda satılan cips, bisküvi, çikolata gibi ürünlerin şeker oranı ve kalorileri yüksektir. Bu nedenle otomatları değil, liste hazırlayarak gittiğiniz marketleri kullanmanız daha doğrudur.

Bilgi ve Bilinçlenerek Sağlıklı Beslenmek neden önemli? Yapılan son araştırmalar, bireylerin özel ve iş yaşamında, daha başarılı ve mutlu olmalarında, iki faktörün çok büyük önem kazandığını göstermektedir. Bunlardan biri farkındalıktır, ikincisi ise benim bu yazıda vurgulamaya çalıştığım, “sağlıklı, bilinçli, ölçülü” beslenmedir. Beslenme tarzımız, enerji seviyemizi, doğru kararlar almamızı, fonksiyonlarımızın doğru çalışmasını, duygusal durumumuzu belirler.

“Sağlıklı, Bilinçli, Ölçülü” beslenmenin çok önemli olması nedeniyle, bu konuda bilinçlenmek de o derecede önem kazanmaktadır. Bilinçlenme, doğru kaynaklara ulaşmak ve doğru kaynakların kriterlerin ne olduğu bilmekle sağlanır. Benim önerim; sizin de yaşam tarzınızı ve arzularınızı göz önünde tutarak gerçekçi yollar öneren kişi ve yazılardır. (internet, kitaplar, beslenme uzmanlarından faydalanabilirsiniz.)

Ayrıca bazı dönemlerde kampuslerde bir beslenme uzmanı tarafından gerçekleştirilen beslenme seminerlerini de takip ederek faydalanmaya çalışmanız uygun olacaktır.

Beslenme yetmez hareket gerekir: Tipik bir Üniversite yaşamında, genelde uzun ders saatleri, oturarak çalışmak gibi nedenler hareket etmeyi kısıtlayabilir. Sağlıklı olmak ve/veya kiloyu koruyabilmek için, sadece sağlıklı beslenmek yetmez. Alınan kalorilerin, yakılan kalorilerden fazla olması zamanla aşırı kiloların birikmesine neden olabilir. Bu nedenle size önerim, kampuste ki spor alanlarınızı gözden geçirin, hatta bazı okullarda gym haricinde tırmanma, yoga, dans topluluğu gibi farklı aktivelerde mevcut oluyor, faydalanmanızı öneririm.

Sağlıklı yaşamanın vazgeçilmezlerinden biri de yeteri kadar dinlenmek ve uyumaktır. Vücudumuzun yeterli dinlenmeye de ihtiyacı olduğunu unutmayın. Uykuya gereken önemi vermeyi ihmal etmemeye özen gösterelim.
Devamını oku "Universite Hayati Sizi Sismanlatabilir"

Bookmark and Share

Ofis Calisanlari icin Oneriler

Ofisde çalisanlar için kilo alma korkusu kaçınılmaz. Günlük hareketlerimizin azalması ve masa başı çalışma koşulları kilo almamıza ve vücut yağımızın artmasına neden oluyor. Oysaki vücudumuzu korumanın birinci yolu yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamamızdan geçiyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Aksu, iş yerindeki uzun mesai saatleri nedeniyle iş performansının da etkilendiğini belirterek, bu konuda çeşitli önerilerde bulundu:

1. Kahvaltıyı atlayıp, yağ ve kaloriyi artırmayın!

Şehirleşme ile birlikte, sabah erken kalkıp işe yetişme telaşı içinde atlanan kahvaltı güne enerjisiz başlanmasına neden oluyor. Kahvaltı yapılsa da kalitesi kötü, kalori ve yağ oranı yüksek poğaça, açma, simit gibi kolayca ulaşılabilen besinlerin tercih edilmesi kilo dengesinin korunmasını zorlaştırıyor. Ancak kahvaltı, güne daha zinde ve sağlıklı başlanmasına, hayat akışına uyum sağlamaya ve performansın artarak, daha enerjik olunmasına katkıda bulunuyor.

2. Şekerdeki dengesizlik yeme nöbeti yaratıyor

Kan şekerindeki dengesizlik, iştah kontrolünde problem yaratıyor. Kan şekerini düzenlemek, kişinin kendine hakim olmasını da kolaylaştırıyor. Kan şekeri dengesinin bozulması yeme nöbetlerinin gelişmesine, kontrolsüz yeme davranışının başlamasına neden oluyor. Öğün atlamak bu açıdan tüm dengeleri altüst ediyor. Kan şekeri düşüp, açlık başladığında beyinsel fonksiyonlarda da azalma görülüyor. Konsantrasyon bozuluyor ve zihinsel beceriler yavaşlıyor. Bu nedenle 2,5 – 3 saatlik aralarla beslenmek, öğün aralarının 5 saati aşmamasına özen göstermek gerekiyor. Ara öğünler için meyve, kepekli bisküvi, küçük kepekli bir sandviç veya tost, kuru meyveler, kontrollü miktarda fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, meyveli veya probiyotik yoğurtlar, süt, salep ve ayran tercih edilebilir.

3. Posasız beslenme kan yağlarını yükseltiyor

Posa–lif tüketimi tokluk süresini artırırken, sürekli oturulduğu için gelişebilecek olan kabızlık problemini de en aza indirmeye yardımcı oluyor. Posasız beslenme hem vücut hem de kan yağlarının artmasına yol açıyor. Gün içinde tüketilen sebze–meyve miktarını artırmaya, haftada 2-3 kere baklagil yemeye, beyaz ekmek yerine esmer ekmek, pirinç yerine bulgur tüketmeye özen göstererek, alınan posalı besin miktarının çoğaltılması gerekiyor.

4. Fazla çay ve kahve su isteğini azaltıyor

Özellikle masa başı çalışırken sıkıldıkça içilen ya da konuklara ikram ederken eşlik etmek için içilen çay, kahve ve gazlı içecekler su içme isteğini azaltıyor. Diüretik etki göstererek vücudun su dengesini bozuyor. Su seviyesinin azalması ile yorgunluk, baş ağrısı ve dikkat problemi yaşanıyor. Bitki çayları, süt, ayran, taze sıkılmış meyve suyu, maden suyu miktarları çok artırılmamak şartı ile tercih edilebilir. Kahve veya çay tüketmek istendiğinde tam süt ile yapılan kahve, limonlu soğuk çay veya yeşil çay içilebilir.

5. Haftada bir gün sütlü tatlıya izin var…

Ofisteki doğum günü partileri, özel davetler, konukların getirdiği tatlı, yaş pasta gibi ağır abur cuburlar da günlük aldığımız boş kalori miktarını artırıyor. Tatlı yiyecekler çok istendiğinde, meyve tatlısı veya sütlü tatlılar ara öğün olarak haftada bir defa tüketilebilir.

Ofis içi egzersizle enerjinizi arttırın!

Ofisiçi egzersiz, kemik yoğunluğunun korunması açısından önem taşıyor. Böylece metabolizma hızı artıyor ve dinç, dinamik vücut sayesinde verimli çalışma sağlanıyor. Yemeğe giderken yürümek veya yemek sonrası kısa mesafeli yürüyüşler yapmak, ofis içinde asansör yerine merdiveni tercih etmek bile harcanan enerjiyi artırıyor. Orta şiddette haftada 150 dakika yürümek öneriliyor. Sağlıklı bir bireyin gün içinde 10 bin adım atması gerekiyor. Ofiste her saat başında iki defa yapılan esneklik egzersizleri de idealdir

Devamını oku "Ofis Calisanlari icin Oneriler"

Bookmark and Share

Baharatlarin Faydalari Neler?

Omega 3 yağ asitlerinden her gün yeterli miktarda almamanın (günde 250 mg kadar) Amerika'da her yıl 84.000 kişinin ölümünde payı var. Omega 3, Amerika'daki kadın ölüm sebeplerinin başında gelen kalp krizi riskini düşürüyor.

American Dietetic Association sözcülerinden biri olan araştırmacı Bethany Thayer'ın çeşitli baharatlar için söylediklerine kulak verelim: "Baharatlar pek çok yemeği tatlandırır, ek olarak tuz, yağ ya da şeker kullanılmasına gerek kalmadan lezzet verir. Bu özelliklerinin haricinde sağlığımız için de çeşitli faydaları var."

Yemek yaparken bu çeşnilerden kullanmayı ihmal etmeyin.

Zencefil
Eski zamanlardan beri mide bulantısına iyi gelmesiyle ünlü olan bir baharat ama bir yandan da kas ağrıları, kireçlenme ve iltihaplanmaya karşı da etkisi olan bir bitki.

Nasıl kullanmalı?
Birkaç adet tatlı patatesi boylamasına ikiye bölün. Kabuksuz olan yerlerini zencefille kaplayın sonra da fırına koyun.


Yenibahar
Yenibahar, sadece meyvemsi baharat olarak kullanılan bir tür bitkidir. Olgunlaştıktan sonra kurutulup baharat yapılır. Diş ağrılarını hafifletip, kas ağrılarına iyi gelir.

Nasıl kullanmalı?
Fırında pişirmeye hazırladığınız tavuğu marine ederken ya da pişme esnasında tencerenin veya fırın tepsisinin içine birkaç yenibahar tanesi atabilirsiniz.

Tarçın
Şekerli bir baharat olduğu için, kullandığınız zaman yiyeceklere ekstradan şeker katmanıza gerek kalmadan yemeklerdeki tatlı ihtiyacını giderebilirsiniz. Aynı zamanda kan şekeri seviyenizi kontrol etmenize de yardımcı olur.

Nasıl kullanmalı?
Biraz fındık ve cevizi yağı, tuz ve tarçınla birleştirerek10 dakikalığına fırında pişirin. İşte size çok güzel bir aperatif. Fırınlanmış elma ve şeftali gibi meyvelerden yapacağınız salatanın üzerine serperek de kullanabilirsiniz.


Hindistan cevizi
Hem tatlı hem de tuzlu yemeklere eşlik edebilecek bir çeşni daha. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmaların sonuçlarına göre Hindistan cevizindeki bileşenler ruh halini düzeltmeye yardımcı oluyor.

Nasıl kullanmalı?
Bir parça yağı eritip içine Hindistan cevizi atın. Sonra da ıspanak ekleyip ateşte biraz çevirin.

PROTEİN ZENGİNİ
Tansiyonunuzu düşürmek mi istiyorsunuz? Soya fasulyesi, fasulye gibi tahıllar tüketmelisiniz. Circulation tarafından yapılan ve 5.000 kişi kapasiteli bir ankete göre tahılların içinde bulunan bir bileşen kan basıncını düşürmeye yardımcı oluyor. Felç ve kalp hastalıkları riskini de düşürüyor.

Mahmure.com
Devamını oku "Baharatlarin Faydalari Neler?"

Bookmark and Share

Ada Cayinin Faydalari Neler?

Adaçayını düzenli ve günlük tüketiminde aşırıya kaçmayarak tüketildiğinde tüm bedeni güçlendiriyor, kalp krizi tehlikesini azaltıyor, hasta karaciğeri olumlu etkiliyor ve vücuttaki gazları yok ediyor. Kan temizleyici etkisinin yanında solunum organları, mide ve bağırsakları rahatlatıcı özelliklerini de taşıyor.

Adaçayı dıştan uygulandığında, yaprağın tozu uygulanıyor. Çalkalama ve gargara yaparak bademcik iltihabı, boğaz hastalıkları, diş eti iltihaplanmaları, yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında veya ülserlerinde faydalı etkisini gösteriyor. Düzenli adaçayı tüketildiğinde çocuklarda ve yetişkinlerde bademcik ameliyatına gerek kalmayabiliyor; Diş Hekimi Doç. Dr. Tosun Tosun “Düzenli diş kontrollerinin şart olduğunu ve aşırıya kaçmamak şartıyla düzenli adaçayı tüketiminin sallanan dişlere, dişeti çekilmesine ve kanamasına faydalı olabileceğini” belirtiyor.
Diş enfeksiyonu kalp kapakçığında problemlere yol açıyor, böbrekleri etkiliyor, gözde körlüğe kadar birçok hastalığa sebep oluyor. Diş çürükleri ve iltihabı sadece dişleri değil vücudun bütün organlarını tehdit ediyor.

Bazı diş enfeksiyonları, kalp ve akciğer boşluğuna kadar yayılarak hayatı tehdit edici boyutlara ulaşabiliyor. Çürüyen dişlerin düşmesi veya çekilmesi çene gelişimini de etkiliyor. Diş ve dişeti iltihabının tetiklediği ve iltihabın neden olduğu rahatsızlıklar vücudun direncini düşürüyor.

Genelde dişçi koltuğundan korkulur ve diş ile ilgili sorunlar ertelenir. Diş Hekimi Doç. Dr. Tosun Tosun, “Diş korkusunu 7’den 70’e herkes yaşar. Teknolojinin ve tıp dünyasındaki gelişmeler sayesinde bu korkuya yer yok. “Bilinçli sedasyon” adı altında uygulanan yöntem sayesinde her türlü diş müdahalesini kolaylıkla atlatabilirsisiniz.” diyor.

Adaçayı (Salvia officinalis)

Dişotu ve meryemiye adları ile de tanınır. 30-70 cm boyunda olan bitkinin menekşe renkli çiçekleri halka dizilişlidir. Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır ve kötürümlüklerde çok yaralıdır. Gece terlemelerinde ve aşırı terlemelerde, lavanta çiçeğinin yanı sıra, yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu hastalıkla el ele giden aşırı güçsüzlüğe, canlandırıcı etkisi sayesinde son verir. Hastalık sonrası güçsüzlük hallerinde başarıyla kullanılabilir. Adaçayı dıştan uygulandığında (Çalkalama ve Gargara), bademcik iltihabı, boğaz hastalıkları, diş iltihaplanmaları, yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında veya ülserlerinde özellikle önerilir.

Çay Hazırlamak:

Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru yaprak, bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir. Taze bitki kullanılması durumunda 4-5 dakika demleme süresi yeterlidir.

Çalkalama/Gargara: 2-3 tatlı kaşığı kurutlmuş ve ince kıyılmış yaprak, 2 bardak soğuk suya eklenir ve ateşe konur. kaynamaya başlayınca ocaktan indirilir ve üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde pek çok kere 5-10 dakika süreli gargaralar yapılır.

Vatan
Devamını oku "Ada Cayinin Faydalari Neler?"

Bookmark and Share